-
Yürek duymuyorsa, kulak neylesin
Alper Turgut Müzik kulağı denen bir zımbırtı var, yetenek filan da diyorlar buna, iÅŸte bu kabiliyet zamazingosu bende harbiden yok. Hatta ve daha fenası, kulaklarım da pek duymuyor, sanırım dedeme çekmiÅŸim, gelecekte iÅŸime geldiÄŸi zaman açıp, kapayacağım afili bir iÅŸitme cihazım olursa ÅŸaşırmayacağım, umarım tıp kısa sürede bir çözüm bulur, yoksa ömrünün son deminde sağırlaÅŸan müzik dehası Ludwig van Beethoven gibi, “Tanrı, sizin kulaklarınıza fısıldıyor, bana ise haykırıyor†diyebilirim. Haaa tutarsa, amenna. Kulak demiÅŸken, çoksatar Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini romanında geçiyordu, anımsayabildiÄŸim kadarıyla anlatayım. İhtiyar adamın kulağını muayene eden hekim, duyum organının içinden, ta haylaz velet iken yerleÅŸen nohutları (leblebi, bezelye de olabilir) çıkarıyordu, birden sıfır kilometre…
-
10 sene evvel, Fidel henüz ölümsüz olmamışken…
Chavez, Morales ve diÄŸerleri halklarına vaatlerde bulunurken hep Castro’dan örnekler veriyorlar, baÅŸka bir hayatın mümkün olduÄŸunu Küba’yla somutlaÅŸtırıyorlar. Castro’nun hastalığı da iÅŸte bu yüzden dünyanın canını sıkıyor. Sonra ne olacağının endiÅŸesinden çok, onsuz bir dünyanın umuttan da yoksun kalacağı düşüncesi… 31 Temmuz günü ameliyat için hastaneye yatmasından bu yana 20 kilo verdi. Haki üniforması yerine onu pijamayla görmek sadece Kübalılar için deÄŸil, tüm dünyanın devrimcileri için de hüzün vericiydi, ama saÄŸlığının yavaÅŸ yavaÅŸ düzelmeye baÅŸladığına dair gelen haber ve fotoÄŸraflar bu hüznü yatıştırdı. Fidel, Küba halkından biraz zaman ve sabır istedi. Bu arada ABD’deki Castro düşmanları nümayiÅŸe baÅŸladılar bile, Kübalılar ise ”Çok yaÅŸa Fidel, 80 yıl daha”…