-
Roma; yılın en iyi filmi
ALPER TURGUT Roma, bu sene seyrettiÄŸim en iyi film, sıradan insanlara dair, siyah-beyaz bir sinema destanı, tastamam. Belki küçük bir öykü bu, lakin inadına derin, kadın sorunu, sınıf sorunu, aile sorunu, ziyadesiyle mevcut. Ötesinde hem ölüm, hem yaÅŸam, hem düğün, hem ayrılıklar, hepsi var. Dedem anlatmıştı, bundan yaklaşık 70 sene evvel, köyümüz Kadıköy’de yaÅŸadıklarını… Kadıköy, eskiden Adana’nın deniz gören ilçesi Karataş’ın köyüydü, 1986 yılında YüreÄŸir ilçe olunca, hop oraya baÄŸlandı. Çukurova, malumuz bereketli yer, toprak aÄŸaları, sınırsız tarlara sahip olunca, ırgat mı dayanır, mevsimlik işçiler akın akın geliyor, yeni bir hayat aÅŸkına da deÄŸil ha, resmen boÄŸaz tokluÄŸuna… Köy desen büyüdükçe büyümüş, nah kasaba kadar olmuÅŸ. Hah! Çalışmanın da yaşı yok,…
-
Hep güzelliği arayıp, hiç bulamamak gibi…
ALPER TURGUT “Bu gece en hüzünlü ÅŸiiri yazabilirim, şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu ve yıldızlar, masmavi titreÅŸiyor uzakta, ÅŸakıyarak dönüyor gökte gece rüzgârı…†der Pablo Neruda, “MuhteÅŸem Güzellik†(La grande bellezza) adlı ÅŸiir gibi filmi seyrederken aklıma geldi, bu güzelim dizeler… Bu bir gece filmi, haliyle buruk, hayli gülünç, haddinden fazla estetik… Evet, gündüzden kaçanların, gece yaÅŸayanların filmi bu, delifiÅŸek partiler kadar kalabalık, kimseler yokken gezilen saraylar ve müzeler kadar tenha, sıradan onca yapıtın arasında, kesinlikle melankolik ve müstesna… Ve ömrünün gecesine yürüyen bir yalnız adam ve ona eÅŸlik eden baÅŸtan çıkarıcı bir kent, Roma… Zekâ ve manzara birleÅŸirse, bir öykü yerine, bir durum, bir hal resmedilirse,…