• Sinema

    Tepenin Ardı’nda ‘düşman’ var!

            ALPER TURGUT   Memleket sineması bizi hüsrana uÄŸratarak baÅŸlamıştı 2012’ye, hatta geçen yıl Altın Koza ve Altın Portakal’da arka arkaya birbirinden kötü yerli iÅŸi filmler izleyince, projeler çoÄŸalıyor, kalite ise giderek azalıyor diyerek kendi aramızda konuÅŸmaya bile baÅŸlamıştık. Tam umudumu yitirirken, İstanbul Film Festivali hızır gibi yetiÅŸti resmen… Åžu ana dek seyrettiÄŸim ulusal yarışma filmlerinden “Lal Gece” ve “Yeraltı”, vasat çıtasını aÅŸan, sinema salonundan keyifle ayrılmamı saÄŸlayan filmler oldular, üstelik daha izlemediklerim var. Reis Çelik’in çektiÄŸi Lal Gece ve Zeki Demirkubuz’un yönettiÄŸi Yeraltı filmlerini bir kenara bırakalım, “Tepenin Ardı”na bakalım. Çünkü Tepenin Ardı bir ilk film.     Evet, “Rıfat” ve “Mektup” adlı kısa filmler çeken…

  • Festival Günlükleri

    Altın Koza’nın ardından…

    ALPER TURGUT İzmirliler kadar fanatik deÄŸilim belki ama serde var iÅŸte, Adanalıyık… İstanbul’dan, doÄŸduÄŸum bereketli topraklara her gidiÅŸimde, herbiri sinema karesi kadar güzel ve unutulmaz olan çocukluk anılarım canlanır. Sinema ve Altın Koza, herkes için deÄŸerli, benim için çok daha deÄŸerli, ötesi yok. HemÅŸerilerim iyi de ağırlıyorlar bizleri, sıcak kanlıdır insanlarımız, ben biraz soÄŸuk nevaleyim o baÅŸka… Bak ya, yine günlüğe dönüşüyor yazı… Tamam, toparlıyorum. Altın Koza, maddi ve manevi destek atıyor memleket sinemasına, sorun festivalde deÄŸil zaten, jürilik müessesesinde… Geçen yıl, sinemamız sıçtı demiÅŸtim, bazı arkadaÅŸlar, festivallere yamamaya çalışmışlardı sözlerimi, aÄŸzımızdan çıkanı kulağımız duyuyor, yazarken haydi haydi görürüz. Sinema da yetmiyor, polemik sanatı aşıklarına, neyse… Sonuçta; bir Adana Altın…