• Hayat,  Sinema,  Siyasi

    “Ya herkes dans edecek, ya da hiç kimse…”

          Alper Turgut   Serim-düğüm-çözüm idi, belki de biricik beklentimiz, sanatın yedincisi sinema adına, ancak sarsak baÅŸlayan, düğüm dahi atamayan, ucu inadına açık bırakan filmler çıktı hep karşımıza… Ya hepimizi idrak yoksunu sanan ve sürekli anlatıp tekrara boÄŸan, ya da bir b.k anlatmayıp, anlamsız bulmacalar hazırlayan yapımlarla, harbiden içimizi ÅŸiÅŸirdiler. Birbirinin kopyası, suya sabuna dokunmayan, pek çoÄŸu ucuz iÅŸlerle, memleketin vasatlık sevdasına, manevi gıda taşıyıp durdular. İçsel saçmalıklar, abanılan yalnızlık ve devamında eziklik edebiyatı, artık kusturan sıkışmışlık hissi, yenilgi yıllarının absürt psikolojisi deÄŸilse, bu zamazingonun gerçek açıklaması nedir? Tırt halleri, zavallı tipleri, bilcümle tükenmiÅŸlik dertlerini, alayımıza kakalama çabası da neyin nesidir? Üstelik zahmet edip sorsan, bunlar kendilerine diri…