-
Elini veren, kolunu kaptırır
Alper Turgut Marmaris Hisarönü’nün hayli dışında kalan, bir güzel orman kulübesinde, gerinerek uyanınca, biz zavallı kentlilerin, neden kafayı sıyırdığını da çözmüş oldum. SessizliÄŸin tam ortasında, ÅŸehrin kendine has kuru gürültüsünün, ömür adına, büyük bir harcanmışlık ve ne denli boÅŸa giden bir zahmet olduÄŸu apaçık! Evet, buradan köye dönelim, saÄŸlıklı bir hayat yaÅŸayalım, hatta komün kuralım, ortamlara akalım diyerek, kliÅŸenin dibine vurmayacağım, korkmayın. Kentlerimizi deÄŸiÅŸtirmek, dönüştürmek, iyiye çevirmek varken, tersine göç hali, her ÅŸeyi yine bozacak, belli deÄŸil mi? Çünkü birçok arkadaşım, ya yurtdışına, ya da kent dışına doÄŸru kaçıyor, pardon hızla uzaklaşıyor. Herkesin dayanma gücü farklıdır, haksız da deÄŸiller hani… Haydi, birlikte sesli düşünelim, koca Adana…
-
Şirket, terör ve kör döğüşü
ALPER TURGUT Ses getiren belgesellerin ardından kurmacada karar kılan Tolga Örnek, 2008 tarihli “Devrim Arabalarıâ€nın ardından geçen yıl ve bu sene iki film çekti. Evet, “Kaybedenler Kulübü†ve “Labirent†gibi iki farklı yapım üreten Örnek, ülke sineması adına sürekli deneyen ve giderek deneyim kazanan bir yönetmen olacağının müjdesini veriyor. Labirent, Tolga Örnek’in son filmi… Öncelikle vasatı hayli aÅŸtığını ve Türkiye’de pek görmediÄŸimiz kalitede bir aksiyon ve macera filmi olduÄŸunun hakkını verelim. Köktendincilik, sorunlu OrtadoÄŸu, emperyalist batı, Türk istihbaratı… Üstüne CIA’ya ÅŸirket deniyor ya, bizim gizli ve yerli ÅŸirketimiz, ardından memleketi karıştıran yabancı ajanlar ve dahası… Ve elbette İstanbul… Gerçekten İstanbul, labirent gibi bir kent, cazibe ötesi…