-
O eski halinden eser yok şimdi…
Alper Turgut Gösterime yeni giren Tayfun PirselimoÄŸlu’nun Yol Kenarı filminde, lanet ve gizemli bir gemi var, kıyının az ötesine demir atan, memleketin çanına ot tıkıyor resmen, her türlü kara bela, kaotik, eksantrik, distopik zamazingo, sarıyor dört bir yanı… Kötülüğü o mu getirdi, yoksa içimizde zaten var olan ÅŸey, açığa mı çıktı? İşte orası tartışılır, ancak çözüm için topu bir birine atmak veya çare bulmayı bir insanın üstüne yıkmak, bakın o tartışılmaz. Yurdumuzun özeti gibi bir yapıt bu, siyah-beyaz, hazmı zor, ziyadesiyle deneysel, haliyle karamsarlık yüklü… Sinema sanatının, özgün işçiliklere ihtiyacı vardır, beÄŸenip, beÄŸenmenin çok ötesinde… Bu sebeple, seyredilmeli ve desteklenmelidir, üstüne konuÅŸulacak, bir ÅŸeylerin hep…
-
Bir gün bu kâbustan uyanabilecek miyiz?
ALPER TURGUT Adalet Yürüyüşü, Demokrasi Nöbeti vesaire, harbiden yetmez bu memlekete, Özgürlük Vardiyası, EÅŸitlik Mesaisi falan filan da olsun, envaı çeÅŸit eylemlikler gündelik hayata konsun. Yani yürümekle adaletin gelmeyeceÄŸi gibi, nöbet tutmakla da demokrasi gelmeyecek. Elbette boÅŸ durmaktan iyidir, hareket berekettir, eyvallah! Lakin yurdumuz insanının, bıkmadan, usanmadan, tıkanmadan ilerlemek, temel hak ve özgürlükleri, güzelce sindirmek gibi bir derdi yok, hiç de olmadı, ne yazık ki… Elemanın biri sürekli muhalif olduÄŸundan dem vurmakta, iÅŸte “Sosyal medyada, dedim birader, sana sorularım var, yanıtlar mısın?” dedi hay hay… Peki, bana söyler misin, senin muhalefet anlayışına göre, kim adalet adına yürüyebilir? Formülünü söyledi; vatanını seven, sol görüşlü, demokrat ve özgürlükçü…
-
Teknoloji, bağımlılıktan da öte…
ALPER TURGUT Önce kitap, ardından da dizisi geldi, asri zamanların yeni tanrısının teknoloji olduÄŸunu tane tane anlata anlata, resmen kafalarımıza çaka çaka… Evet, Amerikan Tanrıları (American Gods) dizisinin, sekiz bölümlük ilk sezonunu seyrettikten sonra, üstüne bik bik etmek de, kuÅŸkusuz zaruri oldu. İnsanın inanç serüveni, şüphesiz kadim çaÄŸlara dayanıyor, iÅŸte çok yaÅŸlı tanrılar ve tanrıçalar, sonrasında onların yerini alan hayli eski tek tanrılar, bizler inandıkça ya var oldular, ya da kayboldular. Kitap ve devamında da dizi, dünya ile anlaÅŸan medya ve teknoloji adlı yeniyetme ilahların, kıdemli yaratıcılara meydan okumasını, anımsanmamanın veya unutulmaya yüz tutmanın öfkesi ve hüznüyle dolu olan eskilerin de haddinizi bilin lan diyerek, onlara…
-
Herkes halinden memnun mu?
ALPER TURGUT EskiÅŸehir Film Festivali’nde “Genç Karl Marx “ adlı filmi seyrettikten sonra, aslında bu müthiÅŸ hayat kesiti, direkt belgesel yapılabilirmiÅŸ, kurmacaya filan hiç gerek yokmuÅŸ dedim. Çünkü salt diyalog ve repliklerle ilerleyen yapıt, salondaki gençleri ya uyuttu, ya da ilgisini dağıttı. Aslında yirmili yaÅŸlarındaki bir adamın, acı çekenlerin çok, sefa sürenlerin de az olduÄŸu acımasız dünyayı deÄŸiÅŸtirmeye karar vermesi ve bunu baÅŸarmak için harekete geçmesini görüp, ders alabilir, akranımız kadar olamasak da, gidiÅŸata dair memnuniyetsizliÄŸimizi dile döksek, bir silkelensek, yakında bizlere kalacak dünyayı, deÄŸiÅŸtirmeyi, dönüştürmeyi, güzelleÅŸtirmeyi denesek diyebilirlerdi. Elbette böyle bir ÅŸey, akıllarından bile geçmedi, hayal edemediÄŸin ÅŸeyi, gerçek kılmak zaten mümkün de deÄŸildi. Avrupa’da…