Etiket arşivi: iki dil bir bavul

Türkiye film setine döndü

 

 

 

ALPER TURGUT

 
Türk Sineması her yıl üstüne katarak büyüyor. Sonbahar, kış ve ilkbahar film gösterimleriyle geçerken yaz ayları da üretime ayrılıyor. Yeniler arasında ise Zübeyde Hanım, Menemen ÅŸehidi Kubilay ve Zeki Müren projeleri göze çarpıyor. Ancak ülke sinemasının sayı çokluÄŸundan (bu yıl 70 filmi aÅŸacak gibi görünüyor) ziyade iyi kotarılmış yapımlara ihtiyacı var. Zaten biz sinemaseverlerin de beklentisi bu deÄŸil mi? Åžimdi tamamlanan, çekilmekte ve proje aÅŸamasında olan filmlere bir göz atalım…

 

Kanal-İ-zasyon
Filmin yönetmeni Alper Mestçi… BaÅŸrolleri; Okan Bayülgen, Hakan Yılmaz, Erol Günaydın ve Rasim Öztekin üstleniyorlar. Konuk oyuncular listesinde ise Hakkı Devrim, Ahmet Çakar, Metin Uca, Esra Erol, Zerrin Özer, Haydar Dümen ve Medyum MemiÅŸ var. 23 Ekim 2009’da gösterime girmesi planlanan Kanal-İ-zasyon’un çekimlerine geçtiÄŸimiz günlerde baÅŸlandı.

 

Kurtlar Vadisi Gladio
Kötü bir film ve iyi bir giÅŸe… “Kurtlar Vadisi Irak”ın çok para kazandırması haliyle ikinci filmin de yolunu açtı. TV dizisindeki kadrosuyla çekilecek olan “Kurtlar Vadisi Gladio”, anlaşılacağı üzere kontrgerillayı kendi tarzıyla didikleyecek ve komplo teorilerinden beslenecek.

 

Nefes
Bir yüzbaşının komutasındaki 40 kiÅŸilik bir tim, 2365 metre yükseklikteki Karabal tepesinde bulunan bir röle istasyonunu korumakla görevlidir. Zor koÅŸullar altındaki askerlerin ölüm-kalım mücadelesini anlatan “Nefes” adlı yapımın yönetmen koltuÄŸunda Levent Semerci oturuyor. Filmin vizyon tarihi 29 Ekim 2009…

 

İstenmeyen Tüyler
“Balans ve Manevra”nın (beğenmediğimin notunu düşerim) ardından Teoman ikinci filmi için kollarını sıvadı. Şarkıcı, “İstenmeyen Tüyler”de meslektaşı Hayko Cepkin’le çalışacak.

 

Gece’nin Kanatları
“Beyaz Melek” ve “GüneÅŸi Gördüm” ile ÅŸarkıcılıktan sinemaya geçen ve bir çok olumlu eleÅŸtiri alan Mahsun Kırmızıgül, senaryosunu yazdığı “Gece’nin Kanatları” ile yoluna devam ediyor. Filmin baÅŸrollerini Beren Saat, Erkan Petekkaya ve Murat Ünalmış üstleniyor. Yönetmen ise deneyimli bir isim; Serdar Akar…

 

Bizim Büyük Çaresizliğimiz
“Bizim Büyük Çaresizliğimiz”, Barış Bıçakçı’nın aynı adlı romanından uyarlandı. Çekimlerine Eylül sonunda başlanacak filmin senaryosunu Seyfi Teoman ve Barış Bıçakçı ortaklaşa yazdılar. Bizim Büyük Çaresizliğimiz, lise yıllarından beri dostluklarını koruyan ve yaşları 40’a dayanan Ender ve Çetin’i anlatıyor.

 

BeÅŸ Åžehir
‘Polis’ filmiyle aklımıza kazınan Onur Ünlü, şimdilerde senaryosunu da yazdığı ‘Beş Şehir’ adlı yeni projesini hayata geçiriyor. Beş Şehir, bir polis, bir tezgahtar, bir öğretmen, bir seyyar satıcı ve 11 yaşında bir çocuğun yaşam, ölüm ve aşkla iç içe geçen öyküsünü kurguluyor.

 

Ölü Yaprak Vuruşu
Cengiz T. Asiltürk, “Ölü Yaprak Vuruşu” adlı romanını aynı adla sinemaya taşıyor. Filmin çekimleri önümüzdeki ay, İstanbul, Ankara ve Adana üçgeninde yapılacak.

 

Yarım Kalan Masal
Çocuk gözüyle Çanakkale SavaÅŸları… Yönetmen İsmail Altınata, “Yarım Kalan Masal”ı bu ay Çanakkale’nin Eceabat ilçesinde çekmeye baÅŸlayacak.

 

Fetih
Sanata deÄŸil giÅŸeye yatırım yapan iÅŸlere imza atan Yapımcı Faruk Aksoy, İstanbul’un fethinden yola çıkan “’Fetih”’ adlı projesi için harekete geçmiÅŸ. Bugünlerde bu büyük prodüksiyon için hummalı bir çalışma sürdürülüyor imiÅŸ…

 

Beyaz Güvercin
Yönetmen Mustafa Şevki Doğan, İznik’te 1974–1990 yılları arasında yaşanan gerçek bir olayı anlattığı “Beyaz Güvercin”i çekmek için gün sayıyor. Filmin başrolündeki Kenan İmirzalıoğlu, Rum kızıyla aşk yaşayan, doğuştan sünnetli Hacı adlı karakteri canlandıracak.

 

VaroÅŸ Prens
“VaroÅŸ Prens”, yönetmenliÄŸini Merih Aktaş’ın yaptığı, bir dönemin ünlü futbolcusu İlhan Mansız ile Zeynep BeÅŸerler’in baÅŸrollerini paylaÅŸtığı bir film. Mansız’ın canlandıracağı karakter için ünlü rap yıldızı Fifty Cent ve Cem Yılmaz’ın ünlü reklam kahramanı Peluş’tan esinlenilmiÅŸ.

 

Acı
Son yılların en üretken yönetmenlerinden Cemal Şan, “Acı” adlı filmini bitirdi. Erzincan’ın iki bin metre yükseklikte konuşlanmış bir köyünde çekilen Acı, bir dede ile torunun hikâyesini anlatıyor.

 

Sonsuz
Yukarıda Acı’yı tamamladığını söylediğimiz (Ali’nin Üç Günü ise henüz vizyona giremedi) Cemal Şan’ın yeni projesinin ismi “Sonsuz”. Gösterim tarihi 18 Eylül 2009 olarak belirlenen film, üç kanser hastasının hayata tutunma ve arkadaşlığını içimizi acıtacakmış.

 

Kıskanmak
MeÅŸhur yönetmen Zeki Demirkubuz, Nahid Sırı Örik’in aynı adlı romanından uyarladığı “Kıskanmak” adlı filmini tamamladı. Sonbahar’da gösterime girmesi planlanan film, Türk edebiyatının tek negatif kahramanı (iddia onların) Seniha’nın hayatını konu ediniyor.

 

Amok
Çekimleri hâlihazırda İsviçre’de sürdürülen “Amok”, tiyatro yönetmeni Cihan İnan’ın senaryosunu yazıp, yönettiği bir film. Filmin başrol oyuncusu Güven Kıraç, bir Türk göçmeni canlandırıyor. Amok, kış sezonunda vizyona girecek.

 

Aşkın Dansı
Büyük bir trajediden doÄŸan bir sevi öyküsünü dillendiren “AÅŸkın Dansı”nın yönetmenliÄŸini Sami Güçlü yapıyor. Tolga Savacı, Yıldız Asyalı, Ahmet Mekin, Ahmet Sezerel ve Alev OraloÄŸlu, AÅŸkın Dansı’nın baÅŸrollerindeler…

 

Kraliçe Fabrika
Åžarkıcı Hande Yener’in de rol aldığı ve Türkiye’deki eÅŸcinselliÄŸi anlatmayı deneyen “’Kraliçe Fabrika”nın hedefi, yurtdışındaki bağımsız film festivalleriymiÅŸ. Unutmadan ekleyelim, film, geçen yıl Epsilon Yayınları’ndan “Hep Böyle Kal” adlı romanı yayınlanan Ali Kemal Güven’in ilk uzun metrajı.

 

Kampüste Çıplak Ayaklar
Dizi oyunculuÄŸuyla ünlenen Cansel Elçin, Meltem İnan’ın kitabından uyarlanan “Kampüste Çıplak Ayaklar”ın yönetmenliÄŸini yapıyor. Üç genç kızın olgunlaÅŸma öyküsünden mayalanan filmin Hindistan ve Fransa ayağı ise tamamlandı. Son durak İstanbul…

 

Çığlık Çığlığa Bir Sevda

Ülkü Erakalın’ın yönettiği “Çığlık Çığlığa Bir Sevda” adlı yapımda, başrolleri eski tüfekler Ediz Hun ve Selma Güneri paylaşıyorlar. Proje için yaklaşık 2 yıldır uğraşan Erakalın, adı hiç zikredilmese Zeki Müren’in son 10 gününü anlatıyormuş.

 

Cin Geçidi
Ormanda, farklı nedenlerle ölmüş birçok gencin cesedi bulunur ve genç bir komiser, bu cinayetleri çözmekle görevlendirilir. “Cin Geçidi” adı üzerinde bir korku-gerilim filmi… Özgür Selvi’nin çektiÄŸi filmde, Tuğçe Kazaz ve Tolga Karel baÅŸroldeler.

 

Buruşuk Ömer Destanı
Oldukça yaşlı bir kaplumbağa olan Buruşuk Ömer, bir konakta yaşayan beş neslin öyküsünü anlatıyor. Atay Sözer’in senaryosunu yazdığı ve yönettiği “Buruşuk Ömer Destanı” için Kültür Bakanlığı, 225 bin TL ödenek verdi.

 

Ejder Kapanı
Aktör-yönetmen Uğur Yücel’in yeni projesi “Ejder Kapanı”nın çekimleri başladı. Filmin başrollerini, Uğur Yücel, Kenan İmirzalioğlu, Nejat İşler, Ceyda Düvenci ve Berrak Tüzünataç üstleniyorlar.

 

Vavien
“Vavien”in senaryosu Engin Günaydın’ın imzasını taşıyor. Gerilim-komedi tarzını benimseyen filmin yönetmen koltuğunda Taylan biraderler var. Birbirinden ünlü pek çok oyuncunun rol aldığı Vavien’in çekimlerine bu ayın sonunda başlanacak.

 

Gölgeler
“Geçmişin sisli gölgelerinden bugüne süzülen yedi ayrı aşk öyküsü, yedi ayrı dönemiyle Ankara sokaklarında hayat buluyor.” “Gölgeler”i, belgesel filmleriyle tanınan Kosovalı yönetmen Murat Derman çekti.

 

SüpüRRR!
Tılsım Yıldız, Yeşim Sezgin ve Selim Çiprut ortaklığıyla çekilen SüpüRRR!, sevdiği kızla evlenmek için milli sporcu olmak zorunda kalan bir gencin komik öyküsünü anlatacakmış.

 

Melekler ve Kumarbazlar
10. yılına yaklaştığımız büyük depremin ardından Adapazarılı dört arkadaşın başlarına gelenleri konu edinen “Melekler ve Kumarbazları”, Ertekin Akpınar yönetti. Cem Davran ve Macit Sonkan’ın başrolü paylaştığı bu gerçek yaşam öyküsünü işleyen yapımla ilgili yönetmen, “sert bir taşra filmi çekiyoruz” diyor.

 

Orada
Oyuncu çift Dolunay Soysert ve Sinan Tuzcu ile Erol Günaydın ve Füsun Erbulak’ın başrollerini paylaştığı “Orada”yı, Melik Saraçoğlu ile Hakkı Kurtuluş yazıp yönettiler.

 

Bedel
Manken Tuğba Özay’ın cezaevindeyken yazdığı “Bedel” adlı kitap, Gani Rüzgar Şavata tarafından filme çekilecek. Filmin başrolünü üstlenen şarkıcı Hilal Cebeci, mahpushaneye düşmüş bir hayat kadınını canlandıracak.

 

Büşra
Filmin yönetmeni Alper Çağlar, Büşra’nın senaryosunu karikatürist Bahadır Boysal ile birlikte kaleme aldı. Mine Kılıç ve Tayanç Ayaydın’ın başrollerini paylaştığı Büşra, türbanlı bir kadının ikilemini anlatıyor.

 

Yahşi Batı
Cem Yılmaz, “YahÅŸi Batı” ile beyazperdeye geri dönüyor. Yeni projesi için Kemerburgaz’da bir kovboy kasabası kurmaya baÅŸlayan Yılmaz, filminde Selma Ergeç, Özkan UÄŸur ve Ozan Güven’i oynatacak.

 

NeÅŸeli Hayat
Yılmaz Erdoğan’ın yönettiği “Neşeli Hayat” isimli filmde BKM-Mutfak oyuncuları rol alıyorlar. 27 Kasım’da vizyona girecek olan Neşeli Hayat, çaresizlikten promosyon malzemesine dönüşen Rıza’nın öyküsünü anlatıyor.

 

Adını Sen Koy
Yazar Tuna Kiremitçi, aÅŸk filmi çekmeye karar vermiÅŸ. “Adını Sen Koy” adlı filmin baÅŸrol oyuncuları Melis Birkan ve Cemal ToktaÅŸ, gösterim tarihi ise 4 Aralık…

 

Karanlıktakiler
Çağan Irmak, senaryosunu da yazdığı “Karanlıktakiler”in çekimlerini sessiz sedasız tamamladı. Film, 2 Ekim günü gösterime girecek.

 

Abimm!
“Abimm!”in senaryo yazarı İlkerakdaÄŸlı, yönetmeni ise Åžafak Bal… Mustafa ÜstündaÄŸ ve Levent Üzümcü’nün baÅŸrollerini paylaÅŸtığı film, bol aksiyonlu, komedisi ve ağır da dramı olan, sıcacık bir aile filmi olacakmış.

 

Bal
Semih KaplanoÄŸlu’nun “Yusuf Üçlemesi”ni “Bal” ile tamamlıyor. “Yumurta”da olgunluÄŸa eriÅŸen Yusuf, “Süt”te yuvadan ayrılıp yetiÅŸkinliÄŸe adım atıyordu. Bal’da ise ÅŸairin çocukluÄŸuna gidiyoruz.

 

Biraz Tuz Biraz Biber
Fulya Özinanç’ın yazdığı, Aydın Bağardı’nın yönettiği “Biraz Tuz Biraz Biber”, Urfa’da çekilecek. Film, barajların getireceği berekete odaklanıyor.

 

Gelecekten Bir Gün
“Gelecekten Bir Gün”ün başrollerinde Hande Subaşı, Hayrettin Karagöz ve bir meleği canlandıracak olan Rasim Öztekin var.

 

Yapayalnız
Mehmet Esen yazıp yönettiÄŸi projesi “Yapayalnız” için harekete geçti. Tülin Özen’in bir otoban fahiÅŸesini canlandıracağı filmde, İstanbul’dan Kars’a uzanan bir yol hikâyesi anlatılıyor.

 

Kaledeki Yalnızlık
Yetenekli aktör Volga Sorgu Tekinoğlu, senaryosunu yazdığı “Kaledeki Yalnızlık”ı önümüzdeki ay İstanbul Çeliktepe’de çekecek. Filmin önemli rollerini Numan Çakır, Özlem Tekin, Nur Sürer, İlyas İlbey ve ünlü futbolcu Ümit Karan paylaşıyorlar.

 

Son Cemre
Mehmet AslantuÄŸ, yazıp yönettiÄŸi ve tüm birimini yatırdığı (2.5 milyon dolar) “Son Cemre”yi çekmeye baÅŸladı… AslantuÄŸ, baÅŸrolü de eÅŸi Arzum Onan’la paylaşıyor.

 

Siyah Beyaz
“Siyah Beyaz”ın yapımcı ve yönetmeni Ahmet Boyacıoğlu, filmin oyuncuları ise Nejat İşler, Şevval Sam, Tuncel Kurtiz, Erkan Can ve Taner Birsel. Siyah Beyaz şu an Ankara’da çekiliyor.

 

Kolpaçino – Bir Şehir Efsanesi
Filmin yapımcılığını Selin Altınel-Şenol Zencir üstlendi. Atıl İnaç’ın yönetmen koltuğuna oturduğu “Kolpaçino-Bir Şehir Efsanesi”nin senaryosunu ise Leman mizah dergisi çizerleri Suat Özkan ve Kaan Ertem ile Şafak Sezer yazdı.
Listemizde; Didem Erayda’nın ilk uzun metrajlı filmi “Lodos”, Ersin Pertan’dan “Mazi Yarası”, “Ahmet Uluçay’dan “Bozkırda Deniz KabuÄŸu”, Sırrı Süreyya Önder’in yeni projesi “Sıfır Numara”, ABD’li Theron Patterson’un Türk oyuncularla çektiÄŸi “Kara Bulut”, Åžubat 2010’da gösterimi planlanan “Recep İvedik 3”, korku türü denemeleri “Konak” ve “Dabbe 2”, iÅŸsizlere dair “İş Arıyoruz”, sağır ve dilsiz bir gencin, çaÄŸrı merkezindeki bir kıza olan aÅŸkının anlatıldığı “Kutu”, bir Türkmen kızının öyküsünden yola çıkan “Büyük Oyun” ve Belçika’da çekilen “Turquaze” da var. Bunun dışında “Yedi Kocalı Hürmüzӟn proje aÅŸamasında olduÄŸu belirtiliyor. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın yaÅŸamı da beyazperdeye aktarılıyor. Åžeriatçı ayaklanmada yitirilen Kubilay için çekilen film ise 29 Ekim’de gösterime girecek.
“11’e 10 Kala”, “Köprüdekiler”, “İki Dil Bir Bavul”, “Hayatın Tuzu”, “Pus”, “Kara Köpekler Havlarken”, “Uzak İhtimal”, “Bunu Gerçekten Yapmalı mıyım?” ise festivallerde gösterilmelerine karşın hala vizyon ÅŸansı yakalayamadılar.

Cumhuriyet Gazetesi – 18 Temmuz 2009

 

Altın Koza’nın ardından…

ALPER TURGUT

İzmirliler kadar fanatik deÄŸilim belki ama serde var iÅŸte, Adanalıyık… İstanbul’dan, doÄŸduÄŸum bereketli topraklara her gidiÅŸimde, herbiri sinema karesi kadar güzel ve unutulmaz olan çocukluk anılarım canlanır. Sinema ve Altın Koza, herkes için deÄŸerli, benim için çok daha deÄŸerli, ötesi yok. HemÅŸerilerim iyi de ağırlıyorlar bizleri, sıcak kanlıdır insanlarımız, ben biraz soÄŸuk nevaleyim o baÅŸka… Bak ya, yine günlüğe dönüşüyor yazı… Tamam, toparlıyorum. Altın Koza, maddi ve manevi destek atıyor memleket sinemasına, sorun festivalde deÄŸil zaten, jürilik müessesesinde… Geçen yıl, sinemamız sıçtı demiÅŸtim, bazı arkadaÅŸlar, festivallere yamamaya çalışmışlardı sözlerimi, aÄŸzımızdan çıkanı kulağımız duyuyor, yazarken haydi haydi görürüz. Sinema da yetmiyor, polemik sanatı aşıklarına, neyse…

Sonuçta; bir Adana Altın Koza Film Festivali daha bitti ve ben yine ödül mödül almadım, alamadım. Hımmm… Ödün de vermedim ama… Ne anlatıyor ÅŸimdi bu eleman diyorsunuzdur, haklısınız, kendimi ifade edemiyorum. Hah! Festivallerde yarışanlar ve onları seçenler gibi aynı, çünkü onlar da dertlerini dökemiyor, meramlarını anlatamıyorlar, kanımca… Sanat adına yarışmak biraz tuhaf geliyor bana, ortada para olmasa, yarışmaya katılır mı bunca film, iÅŸte buna pek emin deÄŸilim. Kültür Bakanlığı’ndan para almazsanız, festivallerden para ödülü kazanmazsanız, giÅŸede de tutunamadığınız malum, film çekmek için, yani en pahalı sanat dalı için para bulmak, haliyle zor. Büyük stüdyolarımız yok, batacaksak batalım, ama sanat yapalım diyen yapımcılarlarımız hiç yok. Bu durumda, 350 bin lira, iyi para… Para kazanmak için yarışmak ise bela iÅŸ, keÅŸke sinemaya gönül verenler, zorunda olmasalar, zorunda kalmasalar, yarışmaya… Festivallerde sadece filmler gösterilse, bunun ötesinde, yarışmayı çok mu arzuluyorsunuz? Yine yarışın, ama salt maneviyat için…

Ama ortada bir yarışma varsa, jüri hakkaniyet ile hareket etmeli, mantıklı ve doyurucu açıklamalar yapılmalı… Kazanan maÄŸrur, kaybeden maÄŸdur olmamalı… Lakin bizim festivallerimizde hemen her jüri kararı tartışılır, herkes filminin en iyi olduÄŸunu düşünür, kaybetmeyi gururuna yedirimez. Jürilerin de tuhaf seçimleri vardır, yok yahu, daha neler dedirtir hatta… Altın Koza ulusal film yarışmasında, 14 film yarıştı, sekizi ödüllendirildi, altısı hiç ödül alamadı. Üç ödül, ikiÅŸer kiÅŸiye gitti. Bunu anlamak zaten zor, en iyi ödülünü iki kiÅŸi veya iki film nasıl paylaşır, adı üstünde en iyi, ya da deÄŸiÅŸtirin ÅŸunu, en iyiler yapın, toplu ödüllerle herkes sevinsin.

14 filmi de izledim, festivalin son günü, kaçırdığı üç filmi, video odasında seyrettim. Hatta yarışmanın bence en zayıf halkası olan “Rüzgarlar” filmini hızlı hızlı ileri sardım, ancak bu da pek iÅŸe yaramadı, ben hızlandırdıkça sanki o, inadına yavaÅŸlıyordu. Esnemekten çenem çıktı, harbiden beni aşıyordu bu film, donmuÅŸ kalmış gibiydi resmen sahneler… Ne kurmaca ne belgesel, salt deneysel bir iÅŸ olan, fantastik bir video klip diyebileceÄŸimiz performans iÅŸi “Aziz AyÅŸe”, festivalde niye yarışıyordu, bugün hala çözebilmiÅŸ deÄŸilim. Festivalde özel gösterim yapılacak bir projeydi bu, özgün ve farklı, eyvallah ama kurmaca filmlerle yarışması, bir hayli saçma olmuÅŸtu. “Siirt’in Sırrı”, kadının yok sayıldığı bir coÄŸrafyada, gencecik bir güreşçi kızın, güzünü uluslararası ÅŸampiyonluklara dikmesini anlatıyordu. Bu bir baÅŸarı öyküsüydü, daha çok TV iÅŸi bir belgesel gibi dursa dahi, kazanma hikayeleri hep sevilir, bu sebeple ödüller kazanmasına ÅŸaşırdım diyemem.

DerviÅŸ Zaim’in kurmaca katkılı belgeseli “Devir”i sevdim, üstüne düşünülecek, derinlikli ve felsefi yönü kuvvetli bir yapım idi ancak kurmacalar karşısında ÅŸansı pek yok diye düşünüyordum. Ancak Siirt’in Sırrı’na ödül gidiyorsa, daha usta bir iÅŸ olan Devir’i es geçmemek lazımdı, jüri bunu dikkate almadı. Erden Kıral’ın “Vicdan” filmini beÄŸenmemiÅŸtim, son filmi “Yük”ü ise görece baÅŸarılı buldum, mekan, oyunculuk vasatı aşıyor, ancak senaryo tıkanıyordu, biricik sorunu buydu. Tülin Özen ve Nadir Sarıbacak ise döktürmüşlerdi resmen… Yeraltı filmini, İstanbul Film Festivali’nde izlemiÅŸtim, beÅŸ ay geçmiÅŸ üzerinden, en iyi erkek oyuncu Engin Günaydın ve yönetmen Zeki Demirkubuz yine favori, lakin jüri bu, sağı solu belli olmaz, gidip farklı bir filmi seçebilir, demiÅŸtim festivalden önce dediÄŸim gibi oldu.

“Yabancı” adlı filmi karşı çok doluyum, tam da bu yüzden konuÅŸmak istemiyorum, ÅŸirazeden çıkabilir, ağır konuÅŸabilirim, bunu istemem. “Åžimdiki Zaman”, üç ödül aldı, İstanbul Film Festivali’nde dört dörtlük oynayan ve en iyi kadın oyuncu ödülünü kazanan Sanem Öge, bu kez eli boÅŸ döndü. “Lal ve Gece”, Reis Çelik’in en iyi filmi, ancak ödül gelir mi? Emin deÄŸilim demiÅŸtim, Adana’da seyirci ödülünü kazandı, güzel de oldu. AteÅŸin Düştüğü Yer iyi giderken, savrulan bir yol filmiydi, namus belasına dair. Montreal’de ödül geldi, Adana’da ise zor demiÅŸtim, bu da tuttu. Åžimdi Oscar yolculuÄŸuna çıktı AteÅŸin Düştüğü Yer, umarım o eski kırmızı araba, bu kez hedefine varır.

Ana Dilim Nerede ve Babamın Sesi ile kent kent, festival festival gezdim. İkisini de sevdim ama ÅŸansları pek yok. Araf ve Gözetleme Kulesi, bu son iki film, gerçek finalistler, asıl yarışma aralarında olacak, iyi olan kazansın. Evet, yeni oldukları için Araf ve Gözetleme Kulesi yarışır diye düşünüyordum. Kısmen yanılmışım. Çünkü Gözetleme Kulesi yarıştı, Araf’ın yerini Babamın Sesi aldı. Yeraltı’nın kadınlara yaklaşımı pek hoÅŸuma gitmedi, ancak iyi bir film, Babamın Sesi’nin duygusunu sevdim ama senaryosu film halinden daha güzel, kesinlikle… Kafanızı çok karıştırdım biliyorum, dağılan bilyeleri bir araya getirmeyi deneyeceÄŸim. İlyas Salman ve Engin Günaydın ödülü hak ediyorlardı kesinlikle, Laçin Ceylan ve Nihal Yalçın da keza öyle… Nilay Erdönmez’de iyi bir performans sergilemiÅŸti, rakipleri Tülin Özen ve Sanem Öge kadar en az… Ancak bu en iyi kadın oyuncu ödülünde favorim Neslihan Atagül idi, ikinci kez umut veren kadın oyuncu ödülü aldı. Üçüncüyü de alınca ülke puanı mı yapacak, o zaman mı ödülü vereceksiniz? Yardımcı erkek performansında Menderes Samancılar’a itirazım yok, çünkü rakibi de yoktu neredeyse…

En iyi müzik ödülüne deÄŸer bulunacak yapım bulamamak pek şık olmadı, jüri burada sınıfta kaldı. Güzelim İki Dil Bir Bavul’u da çeken PeriÅŸan Film ekibini seviyorum ve kendimi onlara Zeki Demirkubuz’dan daha yakın buluyorum, çünkü anlatmak istedikleri yaÅŸanmışlıklar ve öyküler, önemli. Meseleleri var, barış istemek çok deÄŸerli bir mevzudur, aynen devam etsinler. Ancak salt senaryo ile en iyi film olmaz. Bir baÅŸka jüri de böyle bir ödülü vermez. Kurgu, sanat yönetimi, oyunculuklar, görüntü yönetimi, artık her ne varsa asılsınlar isterim. Zeki Demirkubuz, jüriye yönelik isyanında hem haklıydı hem de haksız, çünkü yarışmaya girdiysen, kaybetmeyi de göze alacaksın. Ya da hiç girmeyeceksin o topa… Gerzekler ise pek yakışıklı durmuyor, kelime olarak… Gözetleme Kulesi ile büyük bir adım atan Pelin Esmer’e çok ödül gitti, bari en iyi filmi de verseydiniz, daha şık dururdu. Jüri, eski yönetmenleri deÄŸil, gençleri tercih etti. Erden Kıral, YeÅŸim UstaoÄŸlu, Zeki Demirkubuz, DerviÅŸ Zaim, İsmail GüneÅŸ neredeyse elleri boÅŸ döndüler, yeni nesil sinemacılar kazandı. Ustalar, jürilere kızsınlar ancak festivallere sırt çevirmesinler, çünkü jürinin olduÄŸu yerde mutlak adalet olmaz, bunu en iyi onlar bilirler.

Son sözüm Altın Koza Film Festivali’ne, yarışma filmlerini bu yıl aynı salonda göstererek, eÅŸitlik adına güzel bir iÅŸ baÅŸarmışsınız, gelecek yıllarda, sinema salonlarını alışveriÅŸ merkezlerinden kurtarsanız ve festivali kent merkezine taşısanız, hatta yazlık sinemada gösterseniz, tadından yenmez.