• Siyasi

    Hiçbir baskı, korkutamaz anneleri…

          Alper Turgut   Adını koymalı artık, pek mühim kâğıt mevzusu, her türlü yayımcılığın sonunu, çok da uzak olmayan bir tarihte getirecek, acı ama gerçek, bu besbelli. Zamlar, kampanyalar, her türlü çabalar, ancak bir nebze ötelemeye yarar, o kadar. Kapatmalar, iÅŸten çıkartmalar deseniz, bu acıklı öykünün, gerçeklikle buluÅŸma süreci, malum baÅŸladı zaten… Sadede gelirsek ÅŸayet; Okumayı hiç sevmeyen, hatta harbi harbi bu güzelim uÄŸraÅŸtan nefret eden, ancak bilmediÄŸi konularda dahi bilgiçlik taslamayı çok seven sayın halkımızın bu umurunda olur mu? Asıl yara da burada ha, hep kanayan, asla kabul baÄŸlamayan… Olmaz canım gardaÅŸlarım, olmaz, “naber lan entellllllllll?” zihniyetinden, “vay inek, vayyyy!” söyleminden, en ufak bir sekme olmaz. Åžimdi…

  • Spor

    Taraftarlığı Öldüren Loca Kültürüdür

        Gazeteci Alper Turgut’un çok da bilinmeyen yönlerinden biri FenerbahçeliliÄŸi. Son yıllarda konforun artmasıyla stadın yolunu tutanlardan deÄŸil. 80′lerde açık tribüne vuran güneÅŸi sırtına, Fenerbahçe Stadı’nın meÅŸhur rüzgarını yüzüne yiyenlerden. Birkaç yıldır SaraçoÄŸlu’nda artarak devam eden atmosfer kaybından birçok tribüncü gibi o da rahatsız. Galatasaray galibiyetinin ertesinde, birebir yaÅŸadığı 20 yıllık tribün sürecini ve Kadıköy’de taraftarlık kültürünün yavaÅŸ yavaÅŸ yok oluÅŸunu tüm samimiyetiyle paylaÅŸtı. -Hafta sonu tribünler muhteÅŸemdi. Ancak bu tip atmosfer büyük maçlar dışında pek yaÅŸanmıyor. Bunun sebepleri nelerdir? DediÄŸin gibi sadece büyük maçlarda yaÅŸanıyor, geri kalan zamanda taraftar oturuyor. 80′lerde bir amigo kültürü vardı. Böylece herkes tezahüratlara katılırdı, ve insanlarda bir taraftarlık anlayışı var ki. Geceden gidilir,…

  • Siyasi

    Aman gaz’a gelmeyin!

    Bu memlekette gazeteci olacaksın ve biber gazıyla ilk kez Kadıköy’deki ÅŸampiyonluk maçında tanıştığını yazacaksın. Halktan, sokaktan, yaÅŸamdan bu denli kopuksan, süslü cümlelerle haberler yazsan veya bir gazetede köşe kapmış olsan ne fayda. Eskiden daha çok meydanlarda, ara ve arka sokaklarda, okullarda, mezarlıklarda protestolara, eylemlere gazla müdahale eden polis, ÅŸimdi iÅŸi büyüttü, stadyumlara ve binalara da taşıdı. Yoldan geçenler, sokaktaki hayvanlar, evinde oturanlar, parkta oynayan çocuklar, herkes bir gaz bulutunun içerisinde kaldı, kalıyor, kalacak. Üç, beÅŸ kiÅŸiyi yan yana yürürken görseler gaz atacaklar, hani neredeyse… Gaz atıyorlar diye haklarında soruÅŸturma da açılmıyor, ceza da almıyorlar. Hatta herkes birbirine düşman olmuÅŸ, ötekine saldırınca polis, diÄŸeri veriyor gazı, haydi! diyerek… Uzun yıllar kendi…