Etiket arşivi: cennetteki çöplük

Karadeniz ‘çöplük’ olmasın diye…

ALPER TURGUT

Almanya’daki Karadeniz sevdalısı Fatih Akın, “Cennetteki Çöplük” adlı belgeseliyle, memleketimizin cennet köşesinin nasıl cehenneme dönüştürüldüğünü resmediyor, büyük bir ustalıkla… Radyasyon, iÅŸsizlik, göç, Otoyol, HES derken, güzelim Karadeniz’in çöplük gibi bir belası daha varmış. Evet, bu belgesel, bürokrasi denen manyaklığın, yaÅŸam alanını çöplüğe çevirmesine dair… Çöplük deyip geçme, bazen bomba gibi patlıyor, bazen suya karışıyor, denize kadar iniyor, topraÄŸa, sebzeye, meyveye bulaşıyor, bu meret tam bir dert, anlayacağınız.

BeÅŸ yıllık bir proje olan Cennetteki Çöplük, aslında yerel kameraman Bünyamin Seyrekbasan’ın emeÄŸi, özverisi, takipçiliÄŸi ve büyük ısrarı ile beyazperdeye ulaşıyor. Filmin görüntü yönetmenliÄŸini de üstlenen Seyrekbasan, yönetmen de ben olmalıyım deseydi, haklı olurdu ama böyle etkileyici bir belgesel ortaya çıkmazdı, kesinlikle… Fatih Akın’ın ismi, belgeseli resmen görünür kılıyor çünkü, ama ona da haksızlık etmeyelim, kurgu, müzik, detay, mizah, yüzde 70’i amatör olan çekime, yüzde 30 profesyonel katkı vs. derken yeteneÄŸini konuÅŸturmuÅŸ, yerel bir iÅŸi,evrensele hitap eden bir yapıma çevirmesini bilmiÅŸ.

Fatih Akın ve Bünyamin Seyrekbasan dışında görüntü yönetmeni Herve Dieu, kurgucu Andrew Bird, müzisyen Alexander Hacke, ses bölümünde de Joern Martens, Richard Borowski ve Felix Roggel, “Her çözüm, bir sorun doÄŸurur” sloganıyla yola çıkan Cennetteki Çöplük’ü görünür kılıyorlar. Umarım bu belgesel, sinemalardaki gösteriminden sonra TV’ye de taşınır ve böylelikle herkes, yemyeÅŸil bir güzelliÄŸin nasıl kokuÅŸtuÄŸunu ve bozulduÄŸunu izlemiÅŸ olur, içlerinden lanet okuyarak…

Trabzon’a baÄŸlı Çamburnu Beldesi’nde, neredeyse tüm DoÄŸu Karadeniz’in çöplerinin döküleceÄŸi, sözüm ona bir arıtma ve toplama tesisi kurulur, köylülere hiç koku gelmeyeceÄŸi, çöp sularının da dönüştürüleceÄŸi anlatılır ve yalan dolan ile ahali ikna edilir. Hatta parfümler bile sıkılır, ancak çöplük zamanla büyür ve çevre felaketi için geri sayım baÅŸlar. Hırçındır Karadeniz’in doÄŸası, en az denizi kadar… Deli bir saÄŸanak, sele dönüşmeyi elbette bilir, ardından da ya derelere ya da denize ulaÅŸmaya çabalar. Seli, çöplük nasıl durdursun? Haliyle basıp dağıtacak ve ne bulursa onu da beraberinde taşıyacak. Köylüler çevre felaketini görünce, isyan ederler ve çöplüğün kaldırılması için mücadele verirler. Karşılarında bürokrasi var, kolay mı onunla baÅŸ edebilmek? Zor, çok zor…

Belde baÅŸkanı, Çamburnu halkıyla birlikte savaşır, çöplüğe karşı. Ama o ne, kendini yargılanırken bulur, köylüler valiye, bakana dertlerini anlatmayı çabalarlar, ama nafile… Seslerini duyuramazlar. Çamburnu’nun kokudan burnu düşer resmen, gençler kaçmak ister, cennet iken cehenneme devÅŸirilen, bu mazlum ve maÄŸdur beldeden… Çay tarlaları, mısırlar, çöplüğe sırtını dayamış evler, her ÅŸey hızla kirlenmektedir. PisliÄŸin yayılma eÄŸilimi ise ürkütücüdür, denizdeki balık bile ondan kaçamaz, kurtulamaz. Lakin Karadeniz insanı inatçıdır, denizi, suyu, yaylası, yeÅŸili ve evi için mücadele etmekten asla vazgeçmez. Bu belgesel kaçmaz.

Son olarak; Fatih Akın, dedesinin köyünün bulunduÄŸu Çamburnu’na ne güzel destek atmış, umarım aynı ilgiyi, Karadeniz’in asıl belalısı HES’lere karşı da gösterir ve tüm dünyaya seslenecek bir belgesel yaratır.

Cinedergi Ekim sayısı için yazıldı…