• Hayat,  Sinema,  Siyasi

    “Ya herkes dans edecek, ya da hiç kimse…”

          Alper Turgut   Serim-düğüm-çözüm idi, belki de biricik beklentimiz, sanatın yedincisi sinema adına, ancak sarsak baÅŸlayan, düğüm dahi atamayan, ucu inadına açık bırakan filmler çıktı hep karşımıza… Ya hepimizi idrak yoksunu sanan ve sürekli anlatıp tekrara boÄŸan, ya da bir b.k anlatmayıp, anlamsız bulmacalar hazırlayan yapımlarla, harbiden içimizi ÅŸiÅŸirdiler. Birbirinin kopyası, suya sabuna dokunmayan, pek çoÄŸu ucuz iÅŸlerle, memleketin vasatlık sevdasına, manevi gıda taşıyıp durdular. İçsel saçmalıklar, abanılan yalnızlık ve devamında eziklik edebiyatı, artık kusturan sıkışmışlık hissi, yenilgi yıllarının absürt psikolojisi deÄŸilse, bu zamazingonun gerçek açıklaması nedir? Tırt halleri, zavallı tipleri, bilcümle tükenmiÅŸlik dertlerini, alayımıza kakalama çabası da neyin nesidir? Üstelik zahmet edip sorsan, bunlar kendilerine diri…

  • Sinema

    Cochabamba’dan Hopa’ya, su haktır, su hayattır!

      ALPER TURGUT   “YaÄŸmuru Bile” (También la lluvia), eski sömürgecileri ve soykırıma uÄŸramış Latin Amerika Kızılderililerini anlatayım derken günümüz sömürgecileri ve isyancı yerlilerinin “su savaÅŸları”nın ortasında kalan, film içinde bir film, özetle. Yapıt, bir belgesel özeninde, gerçeÄŸi ustalıkla kurgulayıp, aşırı duygusallığa düşmeden ve didaktik bir dil kullanmadan, müthiÅŸ bir atmosfer yakalayıp akıcı ve çarpıcı bir sonuca ulaÅŸmasını biliyor. Yeni nesil politik sinemanın bu güzel örneÄŸini, kaçırmamalı. Bolivyalı fakir ve yerli halkın suyuna yaklaşık 10 yıl önce göz diken çokuluslu ÅŸirket, can ve kan pahasına yürütülen ve büyütülen bir mücadele sonucunda kovulmuÅŸtu ülkeden, sloganları “Su Hayattır” idi. Asiydiler, inatçı ve inançlıydılar, tüfek ya da silah ile bu halk caymayacak, yeni…