-
“Umudunuzu asla yitirmeyin!â€
ALPER TURGUT Daha önce de yazmıştım, Åžilili yönetmen Pablo LarraÃn’in 2012’de çektiÄŸi No’nun, en sevdiÄŸim seçim ve kampanya filmi olduÄŸunu… Yapıt, memleketimizin, baÅŸkanlık ve anayasa serüveninin baÅŸlamasıyla birlikte, Evet ve Hayır iklimine girdiÄŸi ÅŸu dönemde, haliyle güncel ve seyretmeyen kalmasın demek de bize düşer. Filmdeki ÅŸu repliÄŸin, kulaklara küpe deÄŸil de, vicdanlarda karşılığını bulan bir ses olmasını isterim; “Daha sonra tarihin bizi suçlayacağı bir ÅŸeyin içinde bulunmak istemiyorum.†Evet, gündelik siyasetin kirinde debelenmek yerine, toplumsal ve siyasal çürümeye eÅŸlik etmek yerine, yaÅŸadığımızı anı kurtarmanın derdine ve peÅŸine düşmek yerine, geleceÄŸimize dair ne karar alacağız ve bunda ısrarcı olup, nasıl uygulayacağız sorusunu sormak ve uygun yanıtlarını bulmak,…
-
Yerli ve yabancı, yaÅŸasın 90’lar sineması!
ALPER TURGUT 90’lar sineması, kesinlikle senaryonun gücünün ulaÅŸtığı son zirvedir. Ve ardından ne yazık ki; önlenemeyen büyük bir düşüş baÅŸlamıştır. Evet, 2000’lerde, metin öldü, görsel öne çıktı. Tekrar çekilen filmler, seriye dönüşen ucuz yapımlar, üç boyutlu efekt katkılı şölenler, 90’ların hemen ardından yaÅŸam alanı buldu. İşte gerek memleketimizde olsun, gerek ise tüm dünyada, beyazperdenin ve devamında elbette bizlerin en mutlu olduÄŸu yıllar, 90’lardır, hiç kuÅŸkusuz. Sinemalara koÅŸup, salonları doldurup öyle güzel, etkileyici ve akılda kalıcı filmler izledik ki, onların hatırına ÅŸimdi kötü filmlere bile daha rahat katlanabiliyoruz. Türkiye’de, 1990 yılı başından 1999 senesi sonuna dek tam 503 uzun metraj kurgusal film (Bu sayının gerçeÄŸi yansıttığı söylenemez, aralarında gösterime giremeyen pek…