• Sinema

    Yangınlara fazla bakan gözler de yaşarır

          ALPER TURGUT   Bir savaÅŸ fotoÄŸrafçısı, acıyı, yıkımı, kanı ve gözyaşını belgeler, sonra bizler, barış içinde yaÅŸadığımız, rahat, huzurlu ve güvenli evlerimizde, bunlara bakar, ah vah edip üzülürüz, içten içe de bizim başımıza gelmediÄŸi için seviniriz, yalan olmasın. AteÅŸ düştüğü yeri yakar diye geçiÅŸtirecek, baÅŸkalarının acısından ve gerçeklerle yüzleÅŸmekten kaçarak, gündelik hayatın peÅŸinden koÅŸturacak ve anında unutacağız, belki korunma güdüsü, belki samimiyetsizlik, belki korku, belki, belki, belki… İşte “Binlerce Kez İyi Geceler” (A Thousand Times Good Night), bir savaÅŸ fotoÄŸrafçısı üzerinden hem doÄŸu ve batı toplumunu, hem de kadın ve erkeÄŸin olaylara bakış açısını masaya yatırıyor, kendimize de bir pay biçebilelim diye…   Nazım Usta; “Yangınlara fazla…

  • Sinema,  Vizyon

    Kızlı, erkekli bisiklete bindiler!

          ALPER TURGUT   “Vecide” (Wadjda), Suudi Arabistan’ın ilk kadın yönetmeni Haifaa Al-Mansour’un çektiÄŸi, bir kız çocuÄŸunun gözünden, ÅŸeriat ülkesinde kadın olmayı anlatan bir seyirlik. Hani bilmediÄŸimiz ÅŸeyler de deÄŸil, memleketimizde siyasal İslam giderek güçleniyor, gönüllüler dışında, iÅŸinden, aşından olmak istemeyenler de muhafazakâr dalgaya kapılıyor. Neyse… Dilimize iyice doladığımız kızlı, erkekli mevzularını, ders kitaplarına dek düşen, kocanıza kurban olacaksınız saçmalığını, yani muhafazakar Yeni Türkiye heveslilerinin çoÄŸaldığı ülkemizi bırakıp, İslam coÄŸrafyasına geçelim, çünkü orada kadın olmak, yasaklarla yaÅŸamak anlamına geliyor. Özgürlüklerin ihlalini, sevap, kadının hür iradesini ise günah sayan ve böylesi bir yakıcı gerçeÄŸi kurgulayan filmleri, daha önce de seyrettik, kâh İran’dan, kâh Afganistan’dan… Ancak bu film, her ÅŸeyden…

  • Sinema

    SavaÅŸ ve insan denen vahÅŸi

      ALPER TURGUT   “Ölümüne Kaçış” (Essential Killing), savaşın birey üzerindeki tahribatını gösterebilmek için, insanın nasıl hayvanlaÅŸabildiÄŸini resmen gözümüze sokan, politik, usta iÅŸi ve seyre deÄŸer bir kaçış öyküsü… 11 Eylül sonrasının ruh halini ÅŸekillendirmeye didinen bu film, mutlaka izlenmeli.   Kısa film çekmeye tam 51 yıl önce baÅŸlayan, ilk uzun metrajlı filmine 1965’te imza atan, 1991 ile 2008 arasında sinemaya uzun bir ara veren ünlü Lodz ekolünden gelen Polonyalı aktör, senarist ve yönetmen Jerzy Skolimowski’nin son yapıtı Ölümüne Kaçış, Ankara ve İstanbul film festivallerinin ardından nihayet vizyon dedi. Åžiddet unsuru içerir ibaresi ve 15 artı yaÅŸ ile üç kopyayla gösterime giren filmin sloganı ise “YaÅŸamak için koş… Hayatta kalmak…